Kategori Bizden Haberler

Soluk kesen bir macera: Mahfaza

Aslı Sertdemir bir labirent gibi ördüğü ilk romanı Mahfaza’da, İstanbul’un gizemli mekânlarında soluk kesen bir maceraya davet ediyor okuru.  Haşmet, kimse ağzını açamadan “Hoş geldiniz çocuklar, geçin oturun” dedi. Yusuf da diğerleri gibi sessizce kendine bir yer bakınıp en yakın…

Yazar Aslı Sertdemir’in gizemli dünyası “Mahfaza” okurlarıyla buluştu…

Yazar Aslı Sertdemir, edebiyat dünyasına iddialı bir giriş yaparak ilk romanı “Mahfaza”yı okurlarının beğenisine sundu. Mahfaza‘da, yazar Aslı Sertdemir, İstanbul’un sıradışı ve bilinmeyen dehlizleri içerisinde okuyucularını sürükleyici bir keşfe çıkarıyor. Mahfaza, gizem, aksiyon ve duygusal derinlik ile harmanlanmış, her sayfasında yeni sürprizlere ev sahipliği yapıyor.…

Yapımcılar peşine düştü / Reyhan Altay Aşan

Yapımcıların peşine düştüğü Aslı Sertdemir, ilk kitabı ‘Mahfaza’ ile okuyucu karşısına çıktı. Hakkasan Istanbul Mandarin’de gerçekleştirdiği görkemli lansmanıyla kitabını tanıtan yazar, sanat, cemiyet ve iş dünyasının önemli isimlerinden tebrik aldı. Yazar, kimilerine göre gerçek, kimilerine göre düş olarak adlandırılan mistik…

Haftanın Kitabı / Kayıp Rıhtım

Haftanın Kitabı köşesinde bu hafta Otlukbeli Savaşı’nı iki kirpinin gözünden anlatan “1473” romanı var. Tarih, kimseyi hatırlamayan bir ihtiyar. Ona yalnızca yazanlar inanıyor. Bir sabah, çiçekler içine çekiliverdi… Ertesi gün Otlukbeli Savaşı başlayacaktı. Başkent’te bekleyen Osmanlı askerlerinin çevresini yarım bir…

Çok Küçük Ne Kadar Büyüktür? / Mine Kara Duman

Abisinin arkadaşlarıyla oyunlarına “Sen daha çok küçüksün!” diye alınmayan Sam üzülüyor. Eve gidince de uzun düşüncelere dalıyor: “Peki ama çok küçük ne kadar büyüktür?” Özellikle çok çocuklu ailelerde sıkça yaşanan bir durumdur bu. Hepimizin çok küçüksün diye oyuna alınmadığı zamanlar…

BİR BAŞKA RIFAT ILGAZ İÇİN(!) / Mustafa Kademoğlu

Rıfat Ilgaz, “Cide, doğduğum eşsiz, benzersiz memleket. Ne iyi etmiş de anam beni bu cana yakın memlekette doğurmuş!.. Her şeyimi yitirdiğim günlerde Cide’nin belleğimin duvarlarına yansıyan görünümü ile dirilir, yaşama gücümü tazelerdim.” der “Sarı Yazma” adlı romanında…Ilgaz sadece “Sarı Yazma”da…

Gözü toplumda, kulağı halkta olan bir yazarın anısına Cide’nin Sarı Yazma’sı Rıfat Ilgaz / Yazgülü Aldoğan

İlginç olan şu: Rıfat Ilgaz dönemin ünlü yazarlarıyla arkadaş ama çoğu zaman farklı düşüncelere sahip: sevdiği dostları arasında Aziz Nesin’in “ toplumun yüzde 60’ı aptal” saptamasına hiç katılmıyor; ona göre toplum aptal değil aptallaştırılmış, yoksullaştırılmış. Bu ülkede neyin kıymetini bildik…

Rıfat Ilgaz bize iyi gelir… / Nuri Günay

Sokaktan da ayağını çekmez, üniversitelerde yükselen gençlik hareketinin yanındadır, Beyazıt Meydanı’nda eylemdeki öğrencilerin arasındadır.  93 yılında Nazım Hikmeti anma yürüyüşünde tekerlekli sandalyede ön sıradadır. Hayatı boyunca halkın yanında olmuş, güçlünün değil haklının davasını sahiplenmeyi kendisine düstur edinmiş, işsiz kalmış, sürgün…

Yurdundan Göçüp Gelen Tüm Çocuklara / Şevval Baştan

Yaz gelirken tatil hayalleriyle karneyi kapıp eve koşan minikler için bol bol; deniz, kum ve tatil hazırlığı kokan kitaplar elimizden tekrar geçecek gibi görünüyor. Çocuğa hayatı ve hayatın öteki cephelerini tanıtmaya çalışırken deniz ve kum her zaman güzel ve ışıltılı…

Kalbi atmayan bir köy / Devrim Yılmaz

‘Önce Okullar Kapandı’da Şafak Okdemir, başka bir pencereden bakıyor doğa yıkımlarına. Toroslar’da, kadim Likya Yolu’nun geçtiği bir dağ köyündeyiz… Köy okullarının kapanmasıyla doğa yıkımları arasında bağ kuruyor yazar: “Köyün kalbi atmıyor gibiydi yıllardır.” “Ders kitaplarında Toroslar’ın bitki örtüsü makiliktir denirdi…